blog açmak için tereddüt ederken günlük
Günlük

Blog Açmak İçin Tereddüt Ederken

Blog açmak için başta birçok kez düşündüm. İşsizlik günlerimdi ama amaç sayfadan para kazanmak değildi, bana ait bir sayfa olması ve bir şekilde yazdıklarımın insanlara ulaşmasıydı. Aslında içimden hep “blog senin neyine” desem de bir şekilde kendimi kötü sonuçlara da hazırlayarak işe başladım. Bir işe başlamadan önce çok düşünüyorum. Fazla ayrıntılara takılıyorum. Benim sorunlarımdan biri bu. Yarar getirmeyecek bir sayfanın para ve emek kayıplarını düşününce hep geri çekildim. Dahası yazdıklarımı bir blog sayfasında paylaşacak kadar değerli ve okunaklı bulmuyorum. Ben bile geriye dönüp yazdığım bir hikâye, şiir veya hiçbir şey olmamış satırları okurken “bu ne be!” diyorum. Aynı konuyu benzer satırlarla kendimi tanıttığım yazıda da anlattım.

Ama şuan işsizim. Sadece meslek olarak değil hobi olarak da boş bir insanım. Gün içinde yatmak, yemek yemek dışında hiçbir şey yapmıyorum. Hatta işten çıktığımdan beri dışarı da çıkmıyorum. Bilerek alınmış bir karar değil, ihtiyaç duymuyorum. Ama başım ağrıyor, gözüm ağrıyor ve yok gibi hissediyorum. Yaşamıyormuş gibi hissediyorum. Varlığımı hissetmem için sabahımı yaşamam gerek, günümü anlamam gerek. Uykunun anlamı yok belki gün olmadıktan sonra.

Şuan hedeflerimden biri uyku düzenimi sağlamak. Sabahları kalkabilmek. Yaşamış olanlar bilir, uyuyamamak veya düzensiz kestirerek sürekli uyku halinde olmak çok yorucu. Bu kadar uyuyarak nasıl yorgun hissedebildiğimi anlamıyorum. Yataktan kalkmak için, gece uyumadan önce yarına umutlu olabilmem için nedene ihtiyacım var gibi. Ve bende bunu hep yazdıklarımda bulmaya çalıştım. Evet insanın daha kendisinin değer vermediği yazılara olumlu dönüş beklemesi ne derece mantıklı bilmiyorum ama en kötü ne olur dedim. Belki de en korktuğum güzel veya çirkin onlar benim diyerek çalınma olasılığı oldu. İnsan zaman zaman kendine hakaret etse de kendinden olana bir şekilde sahip çıkıyor.

Blog açmak için ne yapmam gerek?

Blog açmak için beni ikna eden daha çok annem oldu. Annemle bu konuyu uzun süre konuştuk. O kadar konuştuk ki siteyi açalı bir ay olmuş gibi geliyor. Hâlbuki sitenin ilk yazısı olarak ben bu yazıyı yazarken tam bir hafta bile olmamıştı. Tabi benim adam gibi gün boyu siteyle ilgilenmediğimi düşünürsek blog sayfasına harcadığım zaman çok az. Daha beşinci günündeyim. Tema, site adı, menüler, içerik… Sürekli temayı değiştiriyorum. Karşıma çıkan ” Blog açmak için ne yapmam gerek? Blog yazarken nelere dikkat edilmeli? Blog açmak isteyenlere tavsiyeler ” yazılarını gördükçe eksik ne çok yanım var diye düşünüyorum. Özellikle YouTube da karşıma çıkan Dopinger kanalının videoları olayı anlamama biraz yardım etti.

Her bilgisayarın başına oturduğum zaman farklı bir karar alıyorum. Şuan bile yolumu seçemedim. Çünkü yapabileceklerimi bilmiyorum. Emin olduğum bir iki şiir var ama onlardan sayfa olmaz ki. Hem ana sayfada ne olması gerek? Aklımda çok soru var. Güvensiz, kararsız ve değersiz hissediyorum. Odaklanamıyorum yazdıklarımı okurken. Birden umut dolarken, koşmaya başlarken birden adımlarım yavaşlıyor. Ama yaşamak için, mutlu olabilecek daha kaç gün var diyerek adım atmaya karar verdim. Belki iyi hissetmemi sağlar. Bunu bir dizinin ilk bölümü gibi görebilirsiniz.

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!