Günlük
Daha çok kendime olan gözlemlerimle bir günlük burası. Gelişigüzel yazılar; plansız, duygusal, kimi zaman öncesi sonrası tutmayan yazılar. Faydalı olmak için değil iyi hissetmek için buradayım. Kendimi yeniden sevmek için.
-
Erken Kalkmak İçin Denemeler
Erken kalkmak için yine çabalıyorum. Sadece erken kalkmak için değil yaşamaya istekli olmak için ve günüm donuk geçmesin diye çabalıyorum. Erken kalkmak istiyorum, sabahı yaşamak istiyorum diye birçok kez söylemişimdir. Ama disiplinli olmadığım için başarması pek kolay olmuyor. Bugün sabah uzun zaman sonra yağmur yağdı. Dün hiç kımıldamayan yapraklar hareketlendi. Ferahlamışlardır. Yağmur bana bir anda bir sürü anıyı hatırlattı. Her yağmurda yeniden aynı anıları hatırlıyorum. Tanıdık bir koku gibi beni geçmişe, güzel zamanlara götürüyor. Penceremin yanında oturuyorum yine. Dışarıda yürüyen insanları, hızla geçen arabaları ve şansım varsa görebilirsem kedileri seyrediyorum. Çoğunlukla elektrikli scooter (martı ve diğerleri) kullanan insanlarda geçiyor. Rüzgâr esmeye devam ediyor. Şimdilik her şey yolunda. Sıcak giderek kafamı…
-
Bir Ölüm Düşüncesi
Bir Haziran günü kendimi aç bıraktım. Neden bilmiyorum. Bunu uzun süre, haftalar veya aylar yapan insanlar var biliyorum. Gösteriş olsun diye söylemiyorum. Kendimi aç bırakmak arada yaptığım kendime zarar verme eylemlerinden biriydi sadece. Ama bu sefer bu aç kalma denemesinden gerçekten pişman oldum. Demiştim ya toplantıdan sonraki gün kendiliğinden altıda kalktım diye, o günden başlayarak üç gün yemek yemedim. Ve bunun bir sebebi yok. (12 Haziran Pazartesi) Sabah bir sorun yoktu aslında. Uyandığımda her zamanki pişmanlık, yanlış bir şeyler var duygusunu hissettim. Sağa sola dönmelerim bittikten sonra yatmaktan sıkılarak kalkmaya karar verdim. Annem henüz uyanmamıştı. Saat daha altı olmasına karşın benim için gün ilerlemişti. Yüzümü yıkadım, odama geçtim, kitapları karıştırdım…
-
İyi Baba Kız Olsaydık
Baba kız birlikte geçirdiğimiz uykusuz günün ardından akşama güzel bir uykumun gelmesiyle uzun zaman sonra deliksiz ve rüyasız dinlendirici bir şekilde uyudum. Ama daha önce bahsettiğim pişmanlık gözlerimi araladığım anda vücuduma yayıldığı için kendi huzurumu kaçırmaya başlıyordum. İki saat boyunca yattığım yatakta henüz bedenimi hareket ettiremeden ve o tatlı tatlı kendiliğinden uyanmanın tanıdı çıkaramadan boğulmaya başlıyordum. Bu negatif senaryolarla başımın giderek ısındığını fark ettiğimde keşke hiç düşünmeye başlamasaydım diyorum. Bu düşüncelere kadar sıcacık gelen Güneş artık gözlerimi acıtan ışıktan başka bir şey olmuyordu. Uzun zamandır göremediğim ışık pencereden yatağıma uzanmaya başladığında ışığı engellemek için gözlerimi kısıyorum. Yetmiyor bende kendimi taze uyanmış halimdeki keyiften koparıp ellerimle başımı tutuyorum. Her an kötü…
-
Kadıköy ve Babam
(Babamla Kadıköy ‘de Haziran ortalarında yaşanmış bir günden) Bugün sabah altıda kendim uyandım. Yatakta bilincim kendine gelmeye başladığı anda pişmanlık hissi geri geldi. Umursamamak için kendi kendime konuştum. Sadece benim duyabildiğim fısıltılar düşüncelerimi engellemiyordu. Sanki giderek daha çok düşünmeme ve endişe etmeme neden oluyordu. Aklıma sürekli bir önceki gün yaptıklarım dahası eksik veya ters yaptığım neler var soruları geliyordu. Bu sorularla birlikte yıllar önce yaptığım hatalar yeniden gözümün önünde, bana yakında başın derde girecek gibi çağrılar yapıyorlardı. Dün babamla yaşadıklarım, ablam… Olacaklar. Her olayda kendimi yanlış hissetmeyi başarıyorum. Sürekli yaptığım bir hareket, seçtiğim bir yol bana gelecekte kötü bir olay olarak geri dönecek diye korkuyorum. Dün hiç uyumadığım bir gecenin…
-
Karıncalar Görünür Oldu
Karıncalar yazın gelişiyle tekrar görünür oldular. Onlara karşı küçüklükten kalan korkum olsa da gözüme artık yük taşıyan işçiler gibi geliyorlar. Karıncalar yürürken bende sorular sordum kendime ve onları izliyorum. Yazamamaktan korkuyorum. Tükenmekten. Aklıma yazacak fikir, cümle gelmediği zamanlar sesim kısılmış kadar kötü hissediyorum. Elimde kâğıt, kalem veya bilgisayarda otururken hiçbir cümlemden memnun olmamak bana başarısız hissettiriyor. Akıcı bir şekilde yazamamak, donup kalmak çok rahatsız edici oluyor. Önemli konular hakkında veya muhteşem ifadelerle yazmadığımı biliyorum. Ama cümlelerimle akıcı bir şekilde yazılmış bir yazı kadar içimi dökmemi sağlayacak, kendimi değerli hissettirecek az an var. Düşünmekten, konuşmaktan daha rahatlatıcı oluyor yazı yazmak. Sanki hayallerini gerçekleştirmişsin veya anlamayanlara anlatabilmişsin kadar iyi hissettiriyor. Sanki konuşmak,…
-
Korona ve Zaman Yaratmak
Korona başta basit gördüğümüz ama bizi çok etkileyen bir hastalık oldu. Son çalıştığım yerde… Aslında oraya gelmeden daha eskilere gitmek istiyorum. Evde kaldığım zamanlarda bilgisayarımdaki, defterlerimdeki notları buldukça eskiden ne kadar takıntılı ve saçma düşüncelerim olduğumu fark ettim. Çocuk Candan’a bakıp “sersem” demek kolay, çünkü o ben olamayacak kadar benden uzakta duruyor. Tabi yine de düşünürken yüzümü kapatmak istiyorum. Ama bu yakın zamanlar insana kabuk tutmuş bir yara kadar belirgin geliyor. Hatırladıkça kabuğunu deşiyormuşum gibi hissediyorum. İyileşmesi giderek zorlaşıyor. Doktorum günlük tutmam gerektiğini söyledi. Böylece sorunun nerde olduğunu görebilirmişim. Ona kalbimin ağrıdığını söyledim, çoğu zaman başımın ve gözlerimin zonklayarak ağrıdığını da. Tavsiyesinin ardından tekrarladım: -“Benim kalbim ağrıyor.” İşe başlamadan önce…
-
Kendimi Sevmek İstiyorum
Kendimi sevmek istiyorum. Kendimi sevmeye başlamak, yaşamaya hakkım olduğunu düşünmek istiyorum. An geldiğinde her canlı ölümden korkar. Ölümden neden korkarsın? Acı çekmekten mi korkarsın yoksa sadece içgüdüyle tedirgin mi olursun? Bazen ölümü düşündüğüm oluyor. Bu herkese oluyordur ama her çizgi her renk bana benzer tabloları hatırlatıyor gibi. Yaşamaya hakkım olması gerekli mi? Yaşamı sevmem mi lazım? Ya da sadece yaşamam mı lazım? Sadece yaşarken yaptığım hatalar, beceriksizlikler, çirkinlikler beni yaşamaya hakkım yok gibi hissettiriyor. Sanki sadece güzeller, akıllılar veya becerikli hayatlar yaşamalıymış gibi geliyor. En kötüsü bazen bu düşünceye inanıyorum ve kendimi bu şablonun içinde göremiyorum. Sağlığımız bozulduğunda yaşadığımız zor günler bize şükretmeyi öğretiyor. Yeniden sağlıklı olmak ve acılardan kurtulmak…
-
Kalkmasam Bir Sabah Yataktan
Sabah kalkmak için sebebiniz olmalı diyorlar. Ve bu sebep nasihatlerle bulunamaz. Yataktan kalkmak için sebebinin olmaması berbat bir durum. Bende de oluyor sabah yataktan kalkmak istemiyorum çoğu zaman. Yapacak işin olmaması ayrı bir durum. Yaşam sevinci dedikleri o devam etme motivasyonu kayboluyor. Bazılarımız erken mi pes ediyor? Bugün sabah yağmur yağarken bir iki satır yazmak istedim. Bu yaz yağmurları fark ettirmeden ürpertiyor. Bacaklarım yine sızlarken nemden, dişlerimi sıkıyorum. Gözlerimi kapatıyorum ve bir yandan yorgunluğumu almaya çalışırken bir yandan düşüncelerimi sıkıştırıyorum. Caddenin tamamen sırılsıklam derisi benimkine kıyasla nasılda canlı. Parlıyor, ışıldıyor. Nasılda ağlıyor gökyüzü ama bu yeryüzünün hoşuna gidiyor. Her bir damlayı gökyüzüne geri vermek adına saklamak isterdim. Ama beton yollar,…