Ev Hapsi (Housebound)
Ev Hapsi filmi ismi Türkçeye ender doğru çevrilen filmlerden. Hayalet konusunu farklı bir şekilde çeken bir film. Hatta baştaki şüphenizi mantıklı bir şekilde dağıtan bir film. İlk izlediğimde gece uyumak için YouTube’dan açtığım saçma filmlerden çıkacağını düşünmüştüm. Ki genelde bu saçma, senaryosu bilinen, replikleri akmayan filmleri ilerleterek izliyorum. Bazen de uykuya dalmamı sağlıyorlar. Filmlerin bir noktadan sonrasını izleyemiyorum. Normalde gerilim filmleriyle uyumak saçma. Ama korkuya dikkat kesilmek beynimi susturuyor. Genelde radyo tiyatrosu dinlerken bile polisiye ve gerilim türünde dinliyorum.
İşsiz günlerimden birinde, evde tıkılı kalmış amaçsız şekilde yatağımda yatarken bu filmi seyretmiştim. Bana ev hapsi verilmemişti ama hareket alanım kısıtlanmış gibi hissediyordum. Bu kısıtlamaya belki ben sebep oldum. Belki şartlar böyleydi. Fark etmez. O sırada kötü hissediyordum. Ve bir günün diğerinden farklı olmaması, Pazartesi mi Salı mı anlamamak canımı sıkıyordu. Beceriksizliğimi ve yalnızlığımı her geçen boş günde daha da fazla hissediyordum. Kötü hissettiğim zamanlar beni bunaltımdan çekecek tek bir seçeneğim vardı; film izlemek.
Ev Hapsi filmini izlemeye başladığımda ihtiyacım olan heyecan bu filmde var gibi geldi. Ev Hapsi (dublajlı seyrettim ve neyse ki seslendirmesi iyiydi) daha ilk sahnelerden başkarakter Kylie kızgın tavırları ve kaba konuşmalarıyla hoşuma gitti. Belki de yine birileri benim adıma bağırıyor diye rahatlıyordum. Annesiyle kopuk ilişkisi, geçmişi karanlık bir ev ve trajik bir ölüm. Filme devam etmem için gerekli işaretler verilmişti. Filmin doğal bir havada çekilmesi de komik olmuş. Anneyle kızın filmin sonuna doğru kendileri savunma şekilleri, aralarındaki diyaloglar diğer korku filmlerindeki gergin konuşmalar gibi değil.
Ev Hapsi filminde Kylie sevgilisiyle yaptığı bir soygun girişiminde tutuklanıyor ve mahkeme ceza olarak ev hapsi kararı veriyor. Normalde başka insanlarda bu durum “iyi yırtık” ifadesi bırakırken, Kylie‘nin yüzünde berbat bir ifade bırakıyor; zaten sorunlu geçmişini geçirdiği ve kötü ayrıldığı evine dönme fikrinin hoşnutsuzluğu vardı yüzünde. Kylie kendisi küçükken o ve annesinin şahit olduğu “açıklanamaz olaylar” yeniden yaşanmaya başlayınca kendisinden sorumlu görevliyle istemediği bir paranormal araştırmaya başlar. Bu duruma başta inanmak istememesi ve rahat bir şekilde olayla dalga geçmesi komik olmuştu. Gıcırdayan kapıyı sökmesi, gerçek olup olmadığına emin olamadığı ruhla bir insanla konuşur gibi konuşması komikti.
Kylie karakterinin izleyicinin sempatisini kazanmak için saf ve kibar yapılmamasını ve insanların tiplerinin oyuncuya benzemeden doğal olmasını sevdim. Günlük hayatta sıradan insanların da başına gelebilecek bir manzarayı göstermesi daha inandırıcı. Çoğu zaman korku filmlerini iyilerin başına gelen kötü olaylar olarak çekseler de bir dönemde onaylanmayan insanların başına kötü olayların gelmesini çekmişlerdi. Filmlerdeki kötü kız-çocukların tipinin değişmesi gibi bir moda. Bu film hangi döneme rastlıyor bilmiyorum.
Ev Hapsi filmini izledikten sonra farklı olarak şunu da düşündüm; insanlar öldürülmüş birinin evinde kalmaktan neden korkarlar? Ruh inancından mı? Aynı evde, aynı odada benimde başıma gelir korkusu mu? Tabi olayı düşünmek insanı rahatsız ediyor ve o düşünceyle, bu bilgilerle o evde yaşamak rahatsız edebilir. Ama anlamsızca (anlamsızca diyorum çünkü buna gerçekten bir açıklama yapamıyorum) korkuyoruz. Kötü olayların yaşandığı mekânlarda uyumayı geçtim, kısa süre durmak bile bizi rahatsız ediyor. Bu travma bir başkasının bile olsa kendimizi korumaya çalışıyoruz. “Burası tehlikeli, buradan uzaklaş” içgüdüsü mü?
Film Yeni Zelanda yapımı ve aynı zamanda Yeni Zelanda’da geçmesi hoşuma gitti. Filmin Amerika veya adını sık duymaya alıştığımız ülkeler dışında geçmesi havasını da değiştirmiş. Oyuncuların yüzleri de benim için tanıdık değil. Ayrıca filmin yönetmeni Ev Hapsi filminden daha popüler olan Megan filminin de yönetmeni ve ben bunu bu yazıyı yazarken öğrendim. Çocukken hayranlıkla izlediğim oyuncuları ve yönetmenleri sadece o filmi çekmek için varlar diye düşünüyordum. Oyuncuların kişiliklerini oynadıkları karakterde sanmak kadar cahilce bu biliyorum. Ve CD’nin veya teybin içinde şarkıcının olduğunu düşünmek kadar delice. Ama büyüyünce gerçekleri anlıyorsunuz. Yine de oyuncunun veya yönetmenin başka filmlerini öğrenmek hoşuma gitmeye başladı. Çünkü bu bana heyecanla yeni filmler keşfetmem için yol oluyor. Sevdiğim bir filmden sonra ya oyuncunun ya da yönetmenin diğer filmlerini izlediğim çok oldu.
Ev Hapsi filminin normal “eski eve geri döner ve olaylar başlar” gibi filmlerden olmaması muhteşem oldu. Son saniyesi bile komikti. Diyalogların farklılığı keyifli hale getiriyor. Belki filmdeki vakalar gibi olayları ender duyuyoruz. O yüzden konusu sıradan gizem filmlerinin yanında iyi kalmış olabilir. Filmi karanlıkta, yorganın altında seyrederken acaba bizim evde de biri var mıdır diye düşünüp kendimi de korkutuyordum bir yandan. Geçmiş anıların bir evde sıkışmış olması, evdeki her nesneye ve zemine yayılmış olması, en güvenli olman gereken evde tehdit altında hissetmen. Düşmanın kim olduğunu bilmemek.
Ölülerden değil yaşayanlardan daha çok korkuyorum.