-
Kötü Havalar
Bu havada gözyaşı çabuk kururGölgeler uzar, günler uzarSesim duyulmaz, kör olabilirim.Kelimeler anlaşılmaz,Mısraları hatırlayamam.Eve gitmek isterimEvdeysem çıkmak isterim herhangi bir yere.Yorgun olmamAma uyuyamam da gecesinde.Ürperirim, dudaklarım titrer konuşurkenAğlarım ve gece öyle biter.
-
Karıncalar Görünür Oldu
Karıncalar yazın gelişiyle tekrar görünür oldular. Onlara karşı küçüklükten kalan korkum olsa da gözüme artık yük taşıyan işçiler gibi geliyorlar. Karıncalar yürürken bende sorular sordum kendime ve onları izliyorum. Yazamamaktan korkuyorum. Tükenmekten. Aklıma yazacak fikir, cümle gelmediği zamanlar sesim kısılmış kadar kötü hissediyorum. Elimde kâğıt, kalem veya bilgisayarda otururken hiçbir cümlemden memnun olmamak bana başarısız hissettiriyor. Akıcı bir şekilde yazamamak, donup kalmak çok rahatsız edici oluyor. Önemli konular hakkında veya muhteşem ifadelerle yazmadığımı biliyorum. Ama cümlelerimle akıcı bir şekilde yazılmış bir yazı kadar içimi dökmemi sağlayacak, kendimi değerli hissettirecek az an var. Düşünmekten, konuşmaktan daha rahatlatıcı oluyor yazı yazmak. Sanki hayallerini gerçekleştirmişsin veya anlamayanlara anlatabilmişsin kadar iyi hissettiriyor. Sanki konuşmak,…
-
Korona ve Zaman Yaratmak
Korona başta basit gördüğümüz ama bizi çok etkileyen bir hastalık oldu. Son çalıştığım yerde… Aslında oraya gelmeden daha eskilere gitmek istiyorum. Evde kaldığım zamanlarda bilgisayarımdaki, defterlerimdeki notları buldukça eskiden ne kadar takıntılı ve saçma düşüncelerim olduğumu fark ettim. Çocuk Candan’a bakıp “sersem” demek kolay, çünkü o ben olamayacak kadar benden uzakta duruyor. Tabi yine de düşünürken yüzümü kapatmak istiyorum. Ama bu yakın zamanlar insana kabuk tutmuş bir yara kadar belirgin geliyor. Hatırladıkça kabuğunu deşiyormuşum gibi hissediyorum. İyileşmesi giderek zorlaşıyor. Doktorum günlük tutmam gerektiğini söyledi. Böylece sorunun nerde olduğunu görebilirmişim. Ona kalbimin ağrıdığını söyledim, çoğu zaman başımın ve gözlerimin zonklayarak ağrıdığını da. Tavsiyesinin ardından tekrarladım: -“Benim kalbim ağrıyor.” İşe başlamadan önce…
-
Değirmenler
Değirmenler yakınımızda şimdiGörecek çok şey var.Yüzleri bana dönük ayçiçekleri,Güneşe aralık vermeyen yeşil ağaçlar,Sonraki baharı bekleyen kuru toprak.Yaşayacak çok şey varBurası büyüdüğüm yerSeni tanıdığım yerSeni kaybettiğim yer. Değirmenler çok uzakta şimdiGörülecek bir şey kalmadı.Başları aşağıda ayçiçekleri,Ağaçların arasında elektrik telleri,Artık bahar yok biliyor topraklar.
-
Kendimi Sevmek İstiyorum
Kendimi sevmek istiyorum. Kendimi sevmeye başlamak, yaşamaya hakkım olduğunu düşünmek istiyorum. An geldiğinde her canlı ölümden korkar. Ölümden neden korkarsın? Acı çekmekten mi korkarsın yoksa sadece içgüdüyle tedirgin mi olursun? Bazen ölümü düşündüğüm oluyor. Bu herkese oluyordur ama her çizgi her renk bana benzer tabloları hatırlatıyor gibi. Yaşamaya hakkım olması gerekli mi? Yaşamı sevmem mi lazım? Ya da sadece yaşamam mı lazım? Sadece yaşarken yaptığım hatalar, beceriksizlikler, çirkinlikler beni yaşamaya hakkım yok gibi hissettiriyor. Sanki sadece güzeller, akıllılar veya becerikli hayatlar yaşamalıymış gibi geliyor. En kötüsü bazen bu düşünceye inanıyorum ve kendimi bu şablonun içinde göremiyorum. Sağlığımız bozulduğunda yaşadığımız zor günler bize şükretmeyi öğretiyor. Yeniden sağlıklı olmak ve acılardan kurtulmak…
-
Yalnız Olmak
Yalnız olmanın keyfini sürüyorum;Yalnız ağlamanın,Yalnız mahvolmanın,Yalnız uyumanın. Bağırdığında kimsenin cevap vermemesi bir başka.Üzerime dökülen çayın lekesiyle oturmak,Hesap sormuyor olmak,Sana hesap sorulmuyor olması.Çirkin sesinle şarkı mırıldanmak.Tek başına kalabalık gülmek. Gözlerin açık hayal etmek;Bir yerlerde mutlu bir hayatın olduğunu düşünmek,Onu yaşayabilecekken burada böyle durgun oturmak.Yarısı dökülmüş çayını içmek.Kendine küfür etmek.Hayatından geçmiş herkese küfür etmek.Seni sen olduğun için sevmemek. Yalnız olmak harikaYalnız oturmak öylece.Soru sorabilmek,Kimsenin cevabını duymamak.Mısraların arasında boynu bükük oturmakSırtın dönük cama, üstünü örtmeden üşümek.Yalnız olmak harika.
-
Babam
Babamın yağmurluğunu giymişti adamBabamın çantasından taşıyordu kahverengi.Bir süredir görmediğim ayakkabılarıTrenden inmek için kapıya yaklaşmış.Beresini çıkarmış,Saçları babamınkinden beyaz değil
-
On Dakika
On dakika vardıKaldırım taşlarını sayabilir,Bulutsuz gökyüzüne bakabilirdim.Merdiveni seke seke inerek trene yetişebilir,Romandan bir bölüm bitirebilirdim.Oradan seninle konuşmaya gidebilirdimPeki, ben on dakika ne yaptım? Oysaki ben ağlıyordum on dakikaSebepsiz tavana baktıktan sonraTreni kaçırdığımı hatırlayarak.Sonrasında boynum aşağıdaSeni de göremedim.Roman bıraktığın masadaKaldırımı saymıyorum bile.