-
Kalkmasam Bir Sabah Yataktan
Sabah kalkmak için sebebiniz olmalı diyorlar. Ve bu sebep nasihatlerle bulunamaz. Yataktan kalkmak için sebebinin olmaması berbat bir durum. Bende de oluyor sabah yataktan kalkmak istemiyorum çoğu zaman. Yapacak işin olmaması ayrı bir durum. Yaşam sevinci dedikleri o devam etme motivasyonu kayboluyor. Bazılarımız erken mi pes ediyor? Bugün sabah yağmur yağarken bir iki satır yazmak istedim. Bu yaz yağmurları fark ettirmeden ürpertiyor. Bacaklarım yine sızlarken nemden, dişlerimi sıkıyorum. Gözlerimi kapatıyorum ve bir yandan yorgunluğumu almaya çalışırken bir yandan düşüncelerimi sıkıştırıyorum. Caddenin tamamen sırılsıklam derisi benimkine kıyasla nasılda canlı. Parlıyor, ışıldıyor. Nasılda ağlıyor gökyüzü ama bu yeryüzünün hoşuna gidiyor. Her bir damlayı gökyüzüne geri vermek adına saklamak isterdim. Ama beton yollar,…
-
Bebeğim
Ben garip bir bebekmişimAlışılagelmişin dışında bir bebekBoyum bir bebeğe göre uzunKilom görüntüme göre fazla.Saçlarım vardı daha doğmadanKuzguni siyah, dimdik ve kaskatı.O zamandan belli boş inadım.Kirpiklerim batıyor bazen gözlerimeŞimdi irileşmiş burnumHer bebeğinki gibi iki delikten ibaret.İsimsiz, yalnızca bir bebeğim. Not: Şiir annemin beni anlatışıyla yazıldı. Babam ismime karar verene kadar bir süre Bebek Avcı olarak seslenmiş bana. Belki de sizi güzel bulan tek kişi annenizdir.
-
Keşke Olmaz Artık
Peki, dudakların kanıyor mu hâlâ?Boğazımda acı tadın kaldı kaldı çünküBenimse bileklerim ağrıyor hâlâKalbini daha ne kadar tutabilirim avuçlarımda? Keşke bir köpek kadar anlayışlı olsaydın.Acabalar olacakları değiştirmeyecekVe biliyorum, yanlış yapıyorumBelki zaten kanamasını istiyorum;Ellerimin, gözlerimin, dudaklarının. Kaç can aldım?Kaç canını aldım senin?Şimdi pis düşüncelerle odamdayımKirli bir odaAma bir hücre aynı zamandaArtık olmaz, keşke olmaz artık.
-
Bir Damla Yetti
Bir güle dokundumKokusundan sonra bile,Dikenin hissi hâlâ parmaklarımdaKüçük bir acı,Beni mutlu ettiHâlâ güle dokunmamın anlamı ne? Bir damla yetti amaTüm şehri ıslatmaya.Acıttı kaldırımıTopuk sesleri dolacak artıkOdama giren ışıkla.
-
Mavi Ortanca Düşlenen Yaz
Ortanca her zaman bana güzel geçen yazı hatırlatan bir çiçek olmuştur. Mavi ortancaların gerçek olduğunu sandığım bir yaz. Şimdi bu yazıyı yazarken yine düşünüyorum fidanlığa gitsem mi? Yeni bir ortanca alsam mı? Yeni bir umut, yeni bir bekleyiş… Ortanca dışında bambaşka bir saksı çiçeği de olabilir. Filizlendiğinde hangi renk olacak çiçekleri sabırsızlıkla beklerim. Yaz geldi değil mi? dedim. Bir şeyler değişmeli. Bende mi bir şeyleri değiştirsem? Günlük olaylar veya kişiliğim zaten düzenimi bozuyor. Ben değişirsem belki daha iyi olurum. Kalan günlerim güzel geçer. Her niyetlenmem de diyete pazartesi başlayacak insanlar gibi oluyorum. Düşünüyorum, inanıyorum ve planlıyorum ama ertesi gün pişmanlıkla geç kalkıyorum. Kahvaltı yapıp kendime gelmemle karanlık oluyor, ışıklarımı açıyorum.…
-
İş Hayatında Tecrübeler: Geçen Yılbaşı
İş hayatında zorluklar sadece beden yorgunluğundan kaynaklanmıyor. Çok çalışmak başarı getirir mi? Hayır böyle bir kural yok. İş hayatında oyun kurallarına pek uyulmuyor. Ne kadar iyi çalıştığınızın bir önemi yok. İş hayatında başarılı olmak, yükselmeniz, yükselmek dışında sadece yerinizi korumanız için bile insan ilişkileri gerekiyor. İş deneyimleri sadece iş anlamında değil hayat ve insan ilişkileri içinde deneyim sağlar size. Ve bu deneyimler iyi veya kötü dönüm noktaları olur. Şimdilik kısa bir iş hayatım olsa da kendime göre tecrübeler edindim. Karakterimin ortama uyum sağlamayan ve yalakalık yapmayan tavrından dolayı da oyunu yanlış oynadığımı yeni yeni anlıyorum. İş hayatında olan çatışmaları haksızlıkları anlatan filmleri izledikçe, hikayeleri duydukça bunları sadece benim yaşamadığımı da…
-
Saat Sesleri
Her yerde saat sesleri. Odamda saat sesleri, işte, okulda, sokakta… Hayatın sesi saat sesleri. Eskiden öyleydi. Her odada bir saat olduğunu hatırlıyorum. Pilleri biter, geri kalır, bazen de sesleri kesilirdi. Şimdi duvarda bıraktıkları izler dışında varlıklarından eser kalmadı. Ama korkum hâlâ var. Uyandığımda çoğu zaman saate bakmaya korkuyorum. Neye geç kalıyorum bende bilmiyorum. Ama geç kalmışlık hissi bazı günler daha fazla kendini belli ediyor. Bir yanım günü yaşamak istiyor diğer yanım güne başlarsam kötü bir şeyler olacak gibi hissediyor. Kahvaltıyı geciktirmek, çalışmayı geciktirmek, bu tedirgin bakışlar beni ne kadar koruyabilir? Kendimi neden kısıtlıyorum. Çekiniyorum. Yaşamaktan, hayatın içinden olmaktan çekiniyorum. Fakat ne kadar yaşamak istediğimi bilemezsiniz. Her şeyi tatmak, okumak, düşünmek…
-
İsterdim
Acı hayatımı anlatan bir şiir yazmak isterdimNedeni sadece yalan.Kuru bir yaprak gibi süzülmek isterdimBağımsızlıktır beni taşıyan.Düşüncelerimi söylemek isterdimYazı bile yazmadan.Nedensiz dolaşmak isterdimElimde hiç yük olmadan. İstediklerim olsun isterdimDilek mumum bile yanmadan.