Radyo Tiyatrosu ve Uykusuzluk
Radyo tiyatrosu dinleyen birçok insan bilir, Uyumak için radyo tiyatrosu dinlemek harika bir yoldur. Keşfettiğimden beri birçok radyo tiyatrosu dinledim Youtube üzerinden. Kitap okumanın yanında zihninizde görüntüler oluşmasını sağlayan seslendirmeler, sadece sesle ortamı, havayı hissettiren radyo tiyatrosu bambaşka oluyor. Youtube kanallarında radyo tiyatrosu dinlerken yorumlarda da görüyorum ve benim de başıma geldi; sonunu dinleyemeden sürekli her dinleyişinde aynı yerde uykuya dalan insanlar var. Her dinleyişinizde sıcaklık ve güven hissettiren bir radyo tiyatrosu bulmak güzel oluyor. Kimi zaman dizi veya film izlemekten bile daha güzel.
İki yıllık önlisans okuduğum zamanları hatırlıyorum; ilk hafta belki bunu asla beceremeyeceğimi düşündüm. Lisede beni yakalamış olan bunalımlarım, uykusuzluk yurt yatağında artmaya başladı. Uzun bir süre uyumaktan korktum. Kendimi uyanık tutmaya çalışıyordum. Hava aydınlanana kadar uyumuyordum. Sanki uyursam kötü bir şeyler olacak gibi tereddütteydim. Asosyal olmanın bir seçim olabileceğini biliyorum. Oraya okumak için gittiğimi de biliyorum. Ama derste olmadığınız ve yurtta geçirdiğiniz zamanlarda kapı kapalı durgun olabiliyorsunuz. O zamanlar daha önce o kadar da izlemediğim Youtube kaçma yerim oldu. Tonla film izledim bilgisayardan. Tabi çoğu korku filmi, hatta beni rahatsız eden filmlerdi. Şimdi arada bakmaya devam ettiğim Youtube kanallarını tanıdım.
Uyumak için ASMR dinlemek bana göre değil. İstemeden dikkat kesiliyorum. Tabi insan aklını bir şeye takınca en iyi uyuma yöntemi bile işe yaramaz. Uyumak için kendimi unutmam gerekiyordu. Film izleme bağımlılığı böyle başladı. Tabi buna bağımlılık denirse. Bazen telefondan bazen de bilgisayardan saçma sapan, üzerine konuşulması gerekmeyen filmler izlemeye başladım. Gerilim oranları giderek artıyordu. Kendimle sanki oyun oynuyor gibi giderek daha anlamsız ve iğrenç sahneleri olan filmleri izlemeye başladım. “Bunu seyrettin, bunu seyredebilecek misin?” gibi kendimle yüzleşiyordum sanki. Bir Ölüm Düşüncesi yazısında bahsettiğim gibi bu filmler çoğu zaman kendimi kötü hissettiriyordu ve midem bulanıyordu. Günde üç film izlemeye başladım. Film izlemek dışında sosyal hayatım olmadığını varsayarsak bu aslında kötü bir durumdu.
Uyumaktan korksam da gözlerim güneşin doğmasına yakın kapanmaya başlıyordu. Bazen uyanamam korkusuyla hiç uyumadan okula gidiyordum bazen de yarım saat kestirip geç gitmeyi göze alarak kendimi bırakıyordum. Bu uyuduğum zamanlarda kulağımda filmi dinlemeye devam ediyordum. Her ne kadar asıl amacım kendimi uyanık tutmak için film izlemek olsa da sonradan gözlerim kapanmaya ve kulaklarımla sadece filme odaklanmaya başladım. Sonradan ne oldu nasıl olduysa Youtube‘da sesli kitaplara rastladım ve oradan radyo tiyatroları karşıma çıktı. Aslında o zamana kadar radyo tiyatrosu nedir bilmiyordum. Gözlerimin önünde canlanıyordu sahneler. Benim gibi odaklanma sorunu olan, karanlıkta yatmak isteyen ama uyumakta zorluk çekip sessizlikten çekinen insanlar için harikaydı. Hem hikaye dinliyor hem de gözlerim kapalı dinleniyordum.
İlk dinlediğim radyo tiyatrosu “Bay Walser‘in Kargaları” oldu. Adını ve yüzünü daha önce bilmediğim Müşfik Kenter seslendiriyordu başkarakteri. Sesi ve tiyatronun akışı o kadar hoşuma gitti ki hâlâ ezbere bilsem bile zaman zaman açar yine dinlerim aynı radyo tiyatrosunu. Hikâyedeki gotik karanlık hava, fantastik olaylar, karakterlerin sesleri bana bir filmden daha fazla zevk verdi. Ve ben bu kaydın bu esere özel olduğunu düşünmüştüm. Ama önerilen diğer videoları gördüğümde o kadar çok radyo tiyatrosu keşfettim ki kendimi kimsenin dinlemediği sesleri bulmuş gibi hissettim.
Okumadığım birçok kitabı radyo tiyatrolarıyla tanıdım. Radyo tiyatrolarının hayatımda kitaplar, filmler kadar ayrı bir yeri var. Sevdiğim birçok filmin çok güzel radyo tiyatrosu olabileceğini ve ikisinin de ayrı tatlarının olduğunu fark ettim. Ki genelde radyo tiyatroları kitapları doğru bir şekilde uyarlıyor. Özellikle son zamanlarda filmlerde oyuncunun ünü yüzünden mi filmi satmak için mi bilemem yanlış uyarlama yapıyorlar. Tabi ki farklı bir senaryoyla çekilmesi güzel ama bence karakterin özellikleri silerek sadece kitabın adını kullanmış oluyorlar.
Listede ezbere bilsem bile uyumak için dinlediğim ve keyif aldığım radyo tiyatroları arasından aklıma gelen birkaçı var. Hepsinin yazar bilgisini bulamadığımdan sadece adlarını yazabildim. Çok öncesinden keşfettiyseniz ne mutlu!