-
Ev Hapsi (Housebound)
Ev Hapsi filmi ismi Türkçeye ender doğru çevrilen filmlerden. Hayalet konusunu farklı bir şekilde çeken bir film. Hatta baştaki şüphenizi mantıklı bir şekilde dağıtan bir film. İlk izlediğimde gece uyumak için YouTube’dan açtığım saçma filmlerden çıkacağını düşünmüştüm. Ki genelde bu saçma, senaryosu bilinen, replikleri akmayan filmleri ilerleterek izliyorum. Bazen de uykuya dalmamı sağlıyorlar. Filmlerin bir noktadan sonrasını izleyemiyorum. Normalde gerilim filmleriyle uyumak saçma. Ama korkuya dikkat kesilmek beynimi susturuyor. Genelde radyo tiyatrosu dinlerken bile polisiye ve gerilim türünde dinliyorum. İşsiz günlerimden birinde, evde tıkılı kalmış amaçsız şekilde yatağımda yatarken bu filmi seyretmiştim. Bana ev hapsi verilmemişti ama hareket alanım kısıtlanmış gibi hissediyordum. Bu kısıtlamaya belki ben sebep oldum. Belki şartlar…
-
Ölü Taklidi Yapmak
Ölü taklidi yapmak insanı yaşamdan korur mu? Ölü taklidi yapmak acılardan korur mu? Ben yaşamayı yıllar önce bıraktım. Peki, neden canım acıyor hala? Sabahların özel olduğunu herkes bilir. Erken kalkmaktan bahsetmiyorum. Bahsettiğim sizin uyanık olduğunuz o sessiz anda kimsenin hayallerinize dokunmayacağını düşünmek harika. Kimsenin dinlemediği müzikleri dinlemek, kimsenin düşünmediği hayallere dalmak ve herkesten saklandığını düşünmek harika. Bunun için uykusuz kalmak ve kimi zaman uyku düzeninizi bozmak gerekebilir. Belki bir öğlen uykusuna da ihtiyacınız olacak sonrasında. Beklediğiniz kahvaltıyı yapamayacaksınız ama hayalinizde kızarmış ekmek yemek, kahve içmek o mükemmel güneşi selamlayan sabahları yaşamak var. Ben bu sabahları yaşadığımda güneş doğduktan sonra uykuya dalmaktan nefret etsem de kaçırmak istemiyorum. Belki bir poğaça bir…
-
İntihar Mektubu
Bir gün intihar edersem ardımda intihar mektubu bırakmam. Anlık gelen cesaretimle, durmuş beynimle intihar ederim. Aslında belli bir ders vermek ya da bir şey anlatmak gibi bir derdim yok. O yüzden o mektuba ne yazardım bilmiyorum. Bendeki bu ölme isteği biraz çabalamadan başarılı olmak veya para kazanmak isteyen insanların taleplerine benziyor. Günlük hayatta, yolda insanlarla konuşurken “şimdi intihar etsem nasıl olur?” diye soruyorum içimden. Belki bu sefer korkaklık etmem, başarabilirim. Sonradan karşımdakinin bir sorusu veya aklıma gelen sakat kalma korkusu beni düşüncemden uzaklaştırıyor. Rüyalarımda atladığımı görüyorum. Uyanıyorum. Annemin tepkisini, arkamdan ağlar mıydı onu düşünüyorum. Bir anda gelen, bir anlık bir rahatlama. Sanki yanlışların yükü kalkıyor üstümden. Hiçbir önemi kalmıyor hataların.…
-
Ginger ve Rosa – Arkadaş Hayalim
Ginger ve Rosa filmi nasıl karşıma çıktı hatırlamıyorum. Arada aklıma gelen, izledikten sonra havasında kaldığım filmlerden. Hatta sadece fragmanını bile izlemekten keyif alıyorum. Türkiye’de Bir Hayalimiz Vardı adıyla gösterildi. Neden filmin ismini yanlış yazarlar, akıldan filme isim verirler anlamam. Bu sözün filmin içinde Ginger karakterinin söylediği bir söz olduğunu biliyorum. Ama bence filmin adını değiştirmek, yanlış dublaj yapmak ve repliği değiştirmek kadar yanlış. Bir dost hayal edin, bir kardeş kadar yakın. Ben her zaman bunu hayalini kurdum. Hemcins olması bazı anlar için size rahat hissettirebilir. Sipariş verir gibi olmak istemiyorum ama ne yapabilirim çocukken bunu düşündüm. Ginger ve Rosa filmindeki gibi saç rengi, giyim tarzı, bazı konularda bana zıt olan…
-
Hozier-Dinner and Diatribes – Düşmanı Yenmek
Ne zamandır şarkılar klipleriyle ünlü olur oldu? Müzik klibi mantığı ne zaman çıktı? Aslında bir müzik klibi olsa da ve sadece şarkıcının veya şarkının reklamını yapsa da film olarak ayrı hoşuma giden müzik klipleri var. Film izlemek gibi canım klibi izlemek istiyor bazen. Zaman zaman şarkıdan çok klibin havası için izliyorum. Bazen klip ve şarkı birlikte yazılmış kadar uyumlu oluyor. Şarkıyı dinlerken kısa süreliğine gözlerimin önüne başka bir dünya getiren klipler var, aklımda kalan klipler. Onlardan aklıma ilk gelen Hozier – Dinner and Diatribes. Hozier çoğu kişi tarafından “Take Me The Church” şarkısıyla tanınıyor. Aslında bende bir süredir başka şarkısını dinlemesem de bir gece video resminde Anya Taylor-Joy olduğunu fark…
-
Kelebek Olmak İçin Bekleyen Tırtıllar
Kelebek tırtıl olduğu zamanları hatırlıyor mu? Kozasından çıktıktan sonra ömrünün kısa olacağını biliyor mu? Tırtıl kelebeklere bakıp imreniyor mu, büyümek isteyen çocuklar gibi? Kelebek tırtıla bakıp kozasından çıktığına pişman oluyor mu? Dahası kelebek büyümüş olmanın yükünü hissederek tırtıl anlarını özlüyor mu? Belki de hiçbirini hatırlamıyor. Düşünmüyor bile. Kozadan çıkma anını hatırlamak kötü olurdu. Annem doğa bir şekilde o anları bize hatırlatmıyor dedi. Ben bebekliğimi hatırlamıyorum. Öyle bir dönüşüm yaşasaydım belki bu acı verici olabilirdi. Değiştiğimi düşünüyorum. İyi anlamda olabilir. Kötü değişimler de olabilir. Hoşuma gitmeyen duygularım da oldu. Aslında bana zarar veren duygular bunlar. Ama her şekilde şimdiki halim daha kırılgan ve hassas olsa da çocuk Candan’a hatta ergen Candan’a…
-
Sıkıldım; Laf Sokmalardan, Öfkeden
Sıkıldım; son zamanlarda artan boşluğumdan ve endişelerimden. Kurtulmaya çalışıyorum ama bu bedensel bir rahatsızlığım gibi sürekli kendini hissettiriyor. Biliyorum blog konusunda iyi değilim ve okuyan biri olduğunu da düşünmüyorum. Ama hayali bile olsa birilerine ulaşmış gibi düşünmek anlık olarak rahatlatıyor. Gökyüzü gibi burası; kimlerle aynı yıldızlara, Ay’a, Güneş’e baktığımı bilmesem de orda ve düşüncelerim süzülüyor. Düşüncelerimin ferah ve ilham verici bir tarafı da yok. Kimseye tavsiye vermek gibi bir niyetim de yok. Hatta benim tavsiyeye ihtiyacım var sanki. Uyumak, endişelenmeyi kesmek, güvenmek ve kendimi sevmek için. Artık kendimi zorlamak istemiyorum hiçbir şey için. Hayat boyu zorlandım diyerek abartmak istemiyorum. Borç ve bedel gibi kavramlarla yaşam hakkı almaya çalışmaktan sıkıldım. Standart…
-
Melankoli Deniyormuş Benimkine
“Melankoli deniyormuş benimkineDoktor teşhisi koymuş.Yıllardır sığındığım duygu buymuşÖzlem, keder, suçluluk karışıkmış.” Fazla kafa yorar, yoksul hissettirir.Yalan söylendiğini anlar, kimseye güvenmez.Şarkı söyler, kendine sarılır.Ağlar, iç çeker. Gün sonunda yatakta yalnızGün başlarken kalabalıkta yalnız.Yalnız hayalleri yaşar kafasının içinde,Hareket etmeyen bedeninde.Koşar yeşil çimenlerdeŞarkı söyler sahnede. Yol boyu düşünür “daha iyi olabilir miydi?”Aydınlık gün, yüzünü gizlemiyor.Kimi zaman gözleri doluyorKabalıkta, gürültüde.Oysa o doktora gidiyorDoktor teşhisi koyuyor.“Melankoli deniyormuş benimkine”