-
Kendimi Sevmek İstiyorum
Kendimi sevmek istiyorum. Kendimi sevmeye başlamak, yaşamaya hakkım olduğunu düşünmek istiyorum. An geldiğinde her canlı ölümden korkar. Ölümden neden korkarsın? Acı çekmekten mi korkarsın yoksa sadece içgüdüyle tedirgin mi olursun? Bazen ölümü düşündüğüm oluyor. Bu herkese oluyordur ama her çizgi her renk bana benzer tabloları hatırlatıyor gibi. Yaşamaya hakkım olması gerekli mi? Yaşamı sevmem mi lazım? Ya da sadece yaşamam mı lazım? Sadece yaşarken yaptığım hatalar, beceriksizlikler, çirkinlikler beni yaşamaya hakkım yok gibi hissettiriyor. Sanki sadece güzeller, akıllılar veya becerikli hayatlar yaşamalıymış gibi geliyor. En kötüsü bazen bu düşünceye inanıyorum ve kendimi bu şablonun içinde göremiyorum. Sağlığımız bozulduğunda yaşadığımız zor günler bize şükretmeyi öğretiyor. Yeniden sağlıklı olmak ve acılardan kurtulmak…
-
Yalnız Olmak
Yalnız olmanın keyfini sürüyorum;Yalnız ağlamanın,Yalnız mahvolmanın,Yalnız uyumanın. Bağırdığında kimsenin cevap vermemesi bir başka.Üzerime dökülen çayın lekesiyle oturmak,Hesap sormuyor olmak,Sana hesap sorulmuyor olması.Çirkin sesinle şarkı mırıldanmak.Tek başına kalabalık gülmek. Gözlerin açık hayal etmek;Bir yerlerde mutlu bir hayatın olduğunu düşünmek,Onu yaşayabilecekken burada böyle durgun oturmak.Yarısı dökülmüş çayını içmek.Kendine küfür etmek.Hayatından geçmiş herkese küfür etmek.Seni sen olduğun için sevmemek. Yalnız olmak harikaYalnız oturmak öylece.Soru sorabilmek,Kimsenin cevabını duymamak.Mısraların arasında boynu bükük oturmakSırtın dönük cama, üstünü örtmeden üşümek.Yalnız olmak harika.
-
Kalkmasam Bir Sabah Yataktan
Sabah kalkmak için sebebiniz olmalı diyorlar. Ve bu sebep nasihatlerle bulunamaz. Yataktan kalkmak için sebebinin olmaması berbat bir durum. Bende de oluyor sabah yataktan kalkmak istemiyorum çoğu zaman. Yapacak işin olmaması ayrı bir durum. Yaşam sevinci dedikleri o devam etme motivasyonu kayboluyor. Bazılarımız erken mi pes ediyor? Bugün sabah yağmur yağarken bir iki satır yazmak istedim. Bu yaz yağmurları fark ettirmeden ürpertiyor. Bacaklarım yine sızlarken nemden, dişlerimi sıkıyorum. Gözlerimi kapatıyorum ve bir yandan yorgunluğumu almaya çalışırken bir yandan düşüncelerimi sıkıştırıyorum. Caddenin tamamen sırılsıklam derisi benimkine kıyasla nasılda canlı. Parlıyor, ışıldıyor. Nasılda ağlıyor gökyüzü ama bu yeryüzünün hoşuna gidiyor. Her bir damlayı gökyüzüne geri vermek adına saklamak isterdim. Ama beton yollar,…
-
Mavi Ortanca Düşlenen Yaz
Ortanca her zaman bana güzel geçen yazı hatırlatan bir çiçek olmuştur. Mavi ortancaların gerçek olduğunu sandığım bir yaz. Şimdi bu yazıyı yazarken yine düşünüyorum fidanlığa gitsem mi? Yeni bir ortanca alsam mı? Yeni bir umut, yeni bir bekleyiş… Ortanca dışında bambaşka bir saksı çiçeği de olabilir. Filizlendiğinde hangi renk olacak çiçekleri sabırsızlıkla beklerim. Yaz geldi değil mi? dedim. Bir şeyler değişmeli. Bende mi bir şeyleri değiştirsem? Günlük olaylar veya kişiliğim zaten düzenimi bozuyor. Ben değişirsem belki daha iyi olurum. Kalan günlerim güzel geçer. Her niyetlenmem de diyete pazartesi başlayacak insanlar gibi oluyorum. Düşünüyorum, inanıyorum ve planlıyorum ama ertesi gün pişmanlıkla geç kalkıyorum. Kahvaltı yapıp kendime gelmemle karanlık oluyor, ışıklarımı açıyorum.…
-
Saat Sesleri
Her yerde saat sesleri. Odamda saat sesleri, işte, okulda, sokakta… Hayatın sesi saat sesleri. Eskiden öyleydi. Her odada bir saat olduğunu hatırlıyorum. Pilleri biter, geri kalır, bazen de sesleri kesilirdi. Şimdi duvarda bıraktıkları izler dışında varlıklarından eser kalmadı. Ama korkum hâlâ var. Uyandığımda çoğu zaman saate bakmaya korkuyorum. Neye geç kalıyorum bende bilmiyorum. Ama geç kalmışlık hissi bazı günler daha fazla kendini belli ediyor. Bir yanım günü yaşamak istiyor diğer yanım güne başlarsam kötü bir şeyler olacak gibi hissediyor. Kahvaltıyı geciktirmek, çalışmayı geciktirmek, bu tedirgin bakışlar beni ne kadar koruyabilir? Kendimi neden kısıtlıyorum. Çekiniyorum. Yaşamaktan, hayatın içinden olmaktan çekiniyorum. Fakat ne kadar yaşamak istediğimi bilemezsiniz. Her şeyi tatmak, okumak, düşünmek…
-
İsterdim
Acı hayatımı anlatan bir şiir yazmak isterdimNedeni sadece yalan.Kuru bir yaprak gibi süzülmek isterdimBağımsızlıktır beni taşıyan.Düşüncelerimi söylemek isterdimYazı bile yazmadan.Nedensiz dolaşmak isterdimElimde hiç yük olmadan. İstediklerim olsun isterdimDilek mumum bile yanmadan.
-
Blog Açmak İçin Tereddüt Ederken
Blog açmak için başta birçok kez düşündüm. İşsizlik günlerimdi ama amaç sayfadan para kazanmak değildi, bana ait bir sayfa olması ve bir şekilde yazdıklarımın insanlara ulaşmasıydı. Aslında içimden hep “blog senin neyine” desem de bir şekilde kendimi kötü sonuçlara da hazırlayarak işe başladım. Bir işe başlamadan önce çok düşünüyorum. Fazla ayrıntılara takılıyorum. Benim sorunlarımdan biri bu. Yarar getirmeyecek bir sayfanın para ve emek kayıplarını düşününce hep geri çekildim. Dahası yazdıklarımı bir blog sayfasında paylaşacak kadar değerli ve okunaklı bulmuyorum. Ben bile geriye dönüp yazdığım bir hikâye, şiir veya hiçbir şey olmamış satırları okurken “bu ne be!” diyorum. Aynı konuyu benzer satırlarla kendimi tanıttığım yazıda da anlattım. Ama şuan işsizim. Sadece…
-
Büyüdüğünü Sanıyor
Büyüdüğünü sanıyorDaha on iki yaşında bir çocukHâlâ annesinin bir koridor mesafesindeHâlâ uyumadan önce karanlıktan korkuyor.Seslere irkiliyor, kriz geçiriyorSaçları ellerinde.Kapıları tekmeliyorOdasının annesiyle sırt sırta olmasını seviyor.Bağırsa duyacak biliyorBüyüdüğünü sanıyor ve ağlıyor.